GENEL AÇIKLAMALAR
Dünya genelinde geniş çapta etki yaratan COVID-19 salgını gerekçesiyle ülkemizde ve dünyada, salgının yarattığı iktisadi ve hukuki etkilerin yumuşatılması amacıyla çeşitli değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda, 7226 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” (“Kanun”) 26 Mart 2020 tarihli ve 31080 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu torba yasa niteliğindeki Kanunla birlikte yapılan değişikliklerden öne çıkanları şu şekilde özetlemek mümkündür;
I. DERNEKLER VE DERNEK ÜYELİĞİNE İLİŞKİN
Kanunla getirilen ve önemli düzeyde eleştiri konusu olan, Kanunun 21 ile 24. maddeleri ile getirilen değişiklikle birlikte, dernek üyeliğinin niteliği bakımından farklılıklar gündeme gelmiştir.
Söz konusu düzenlemeden önce, Dernekler Kanunu’na göre dernekler yalnızca yönetim kurulu, denetim kurulu ile derneğin diğer organlarına seçilen asıl ve yedek üyeleri mülki idare amirine bildirmekle yükümlü kılınmıştır. Ancak Kanuna göre dernekler, tüm üyelerinin adını, soyadını, doğum tarihini ve kimlik numarasını kabul edilme veya üyeliğin sona erme tarihinden itibaren 45 gün içerisinde merkezinin bulunduğu dernekler birimine bildirmek zorundadırlar.
Dernekler işbu Kanunun yürürlüğe girdiği 26 Mart 2020 tarihinden itibaren 6 ay içerisinde dernek üyeliği devam edenlerin yukarıda belirtilen bilgilerini dernekler birimine bildirecek olup, bu bildirimi yerine getirmeyen dernek yöneticileri hakkında 500,00.-TL idari para cezası uygulanacaktır.
Bu düzenlenmenin, bazı derneklerin faaliyetleri yönünden “fişlenme” ihtimali gözetilerek, Anayasa m. 33 ile güvence altına alınan dernek kurma ve üye olma hürriyetini ihlal ettiğini söylemek mümkündür. Benzer şekilde söz konusu düzenleme, kişisel verilerin korunmasına ilişkin Anayasa m. 20 hükmüne aykırı olarak da değerlendirilebilir. Bu gerekçelerle, somut koşullarda, yapılan değişikliğin teori ve pratikte olumsuz neticelerinin olacağı değerlendirilmektedir.
II. BOŞANMA VE EVLİLİĞİN İPTALİ
Kanun ile birlikte Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan değişiklik neticesinde, yabancı ülke adli veya idari makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili usulünde değişiklikler yapılmıştır.
Söz konusu değişikliğe göre, taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde, Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması durumunda, yabancı ülke adli veya idari makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararların usulen kesinleşmiş olması ve kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilebilecektir.
III. YASA DIŞI BAHİS VE ŞANS OYUNLARINA ERİŞİMİN ENGELLENMESİ
İnternet içeriklerine erişimin engellenmesi bakımından esas düzenlemeleri içeren 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (“5651 Sayılı Kanun”) kapsamında tahdidi olarak sayılan fiil ve içeriklere yeni bir başlık eklenmiştir.
Kanun ile yapılan değişiklikle birlikte, 5651 sayılı Kanun m. 8/1’de sayılan fiil ve durumlara, Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yer alan suçlar eklenmiştir. Bu değişiklikle birlikte, yasa dışı bahis ve şans oyunları hakkında da Sulh Ceza Hakimliği’ne veya duruma göre Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne yapılacak başvuru ile bu içeriklere ilişkin erişimin engellenmesi kararı verilebilecektir.
5651 sayılı Kanunun yazılış tekniği olan sınırlı sayıda sayma metodu işbu Kanun ile terk edilmemiş, aksine katalog olarak nitelendirilebilecek fiil ve durumlara yenisi eklenmiştir. Erişimin engellenmesi yönünden oldukça sınırlayıcı ve somut duruma olan uyumu son derece zayıf olan sayma tekniğinin terk edilmemiş olması, erişimin engellenmesi ile sağlanmaya çalışılan faydayı bertaraf eder niteliktedir. 5651 sayılı Kanuna göre, örneğin, hiçbir şekilde hakaret teşkil etmeyen veya unutulma hakkını ihlal etmeyen ve fakat içerik bakımından hatalı olan içeriklere hangi yasal temelde içeriğin engelleneceği halihazırda açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu gerekçeyle temel esaslar belirlenip, örnek niteliğinde somut durumlar sayılarak maddenin yazılması tavsiye edilmektedir.
IV. TELAFİ ÇALIŞMASI
İş Kanunu m. 64’e göre, telafi çalışması, kısaca, çeşitli nedenlerden kaynaklı çalışılmayan sürelerin yerine mesai yapılması olarak tanımlanabilir.
Kanunla yapılan değişiklik öncesinde işveren, 2 ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilecektir. Kanunla birlikte 2 aylık süre 4 aya çıkarılmıştır.
V. SİCİL AFFI
Kanunla birlikte ödeme güçlüğü çeken ve temerrüde düştüğü için finansal sicili bozulan gerçek ve tüzel kişilerin sicillerinin düzeltilmesi amaçlanmıştır.
Bu kapsamda, anapara ve/veya taksit ödeme tarihi 24 Mart 2020 tarihinden önce olup da; kullandığı nakdi ve gayri nakdî kredilerinin anapara, faiz ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi geciken kısmının 31 Aralık 2020 tarihine kadar tamamının ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde, bu kişilerle yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar tarafından dikkate alınmayacaktır.
Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların mevcut kredileri yeniden yapılandırması veya yeni kredi kullandırması, bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk doğurmayacaktır.
Söz konusu düzenleme ile birlikte, daha evvel kredi kullanarak iş ve işlemlerini yapmış ancak iş durumu ve piyasa koşulları nedeniyle temerrüde düşmüş olan şahısların ileriki süreçte yapacaklar iş ve yatırımlarda finansman desteği bulabilmesi amaçlanmaktadır.
VI. ÇEKTE HAPİS CEZASINDA İNFAZ DURDURMA
Mevzuatımızda birden çok defa değişikliğe uğramış olan karşılıksız çek keşide etme suçunun cezai yaptırımı olarak, işbu yazının kaleme alındığı tarihte, adli para cezası verilmesi, bu cezanın süresi içerisinde ödenmemesi halinde süreli hapis cezasına çevrilmesi esası benimsenmiştir. Bu düzenleme uyarınca cezaevlerinde önemli sayıda kişinin cezalarının hükümlü sıfatıyla infaz edildiği bilinmektedir.
Cezaevlerindeki kapasite üstü doluluğun azaltılması, COVID-19 salgınının bu yolla yayılmasının önlenmesi ve ticari yaşamın sekteye uğramaması amacıyla, Kanunla birlikte karşılıksız çek keşide etmek suçundan mahkûm olmuş ve cezaevinde bulunan hükümlüler bakımından önemli değişiklikler getirilmiştir.
Kanunla yapılan değişiklikle birlikte, 24 Mart 2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih olan 26 Mart 2020 itibarıyla durdurulacaktır. Hükümlü, tahliye tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının 1/10’unu alacaklıya ödeyecektir. Kalan kısmını 3 aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla 15 eşit taksitle ödemesi durumunda hükmü veren icra ceza mahkemesince, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecektir. İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç 3 ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının 1/10’unun ödenmediği takdirde alacaklının şikâyeti üzerine mahkûmiyet hükmü veren icra ceza mahkemesince hükmün infazının devamına karar verilecektir.
Hükümlü taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenecektir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikâyeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilecektir. Hükmün infazının durdurulması hâlinde ceza zamanaşımı işlemeyecektir.
VII. KONAKLAMA VERGİSİ YÜRÜRLÜK TARİHİ
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkın Kanun’da yapılan değişiklik ile, yürürlük tarihi 1 Nisan 2020 tarihi olan konaklama vergisinin yürürlük tarihi 1 Ocak 2021 olarak değiştirilmiştir.
VIII. YARGIDA SÜRELERİN DURDURULMASI
COVID-19 kapsamında daha evvel icra ve iflas takiplerine ilişkin talep ve takiplerin durdurulmasına ek olarak, adli ve idari yargıda da duruşmaların ertelenmesi gibi birtakım önlemler hayata geçirilmiştir.
Bu kapsamda, Kanunla birlikte adli ve idari yargıda tüm süreler durdurulmuştur. Bu bağlamda, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nce yapılan sıralama esas alınarak, itiraz, başvuru, dava açma, şikâyet, ihtar, bildirim gibi maddi hukuka ilişkin tüm süreler, CMK, HMK, İYUK ve usul hükmü içeren diğer bütün kanunlar gereğince hâkim tarafından belirlenen süreler ile bu kanunlarda taraflara verilen süreler, arabuluculuk, uzlaşma gibi alternatif çözüm yöntemlerine ilişkin süreler 13 Mart 2020 ile 30 Nisan 2020 tarihleri arasında; İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen tüm süreler ise 22 Mart 2020 ile 30 Nisan 2020 tarihleri arasında durdurulmuştur.
Durmuş olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacaktır.
COVID-19 riskinin devam etmesi halinde, Kanuna göre, Cumhurbaşkanı tarafından bu süreler azami 6 aya kadar tekrardan durdurulabilecektir.
Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine 15 gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere 15 gün uzamış sayılacaktır.
Kanundaki düzenleme uyarınca, istisnai olarak birtakım süreler işlemeye devam edecektir. İstisna durumları şu şekilde sıralamak mümkündür;
- Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri,
- CMK’de yer alan koruma tedbirlerine ilişkin süreler ile,
- HMK’de düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler işlemeye devam edecektir.
İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilecek, bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılacak ve ilan için ücret alınmayacaktır.
IX. İŞYERİ KİRALARI VE TAHLİYE
1 Mart 2020 tarihinden 30 Haziran 2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmayacaktır.
YÜRÜRLÜK
7226 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 26 Mart 2020 tarihli ve 31080 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun 52. maddesinde bazı düzenlemelerle ilgili ayrı yürürlük tarihleri belirtilmektedir. Yukarıda bilgisi verilen hususlarda yapılan değişiklikler, Kanunun yayım tarihinde yürürlüğe girecektir.
Kanunun hükümleri Cumhurbaşkanı tarafından yürütülecektir.
Kanunun tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi almak için bize buradan ulaşabilirsiniz. Avukatlık büromuzun Aile ve Kişiler Hukuku, Bankacılık ve Finans Hukuku, Bilişim Hukuku, Ceza Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, İdare ve Vergi Hukuku , İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku ve Tüketici Hukuku alanlarındaki çalışmaları hakkında detaylı bilgiyi web sitemizden alabilirsiniz.
Av. Adar UÇAR
Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu