Soybağının Reddi Davası ve Güncel Değişiklikler

Yazar

Picture of Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

Soybağının Reddi

Soybağı; aynı atadan gelen insanların arasındaki bağa denir ancak kelimenin hukuki anlamı kullanımına göre farklı derinlikte anlamlar taşımaktadır.Soybağı dar ve geniş anlamda olmak üzere ikiye ayrılmaktadır ve dar anlamda soybağı, insanın anne ve babasıyla olan arasındaki bağ anlamına gelmektedir.TMK’da soybağı kelimesi ile kastedilen dar anlamda soybağıdır.” (1) “Geniş anlamda soybağı ise birbirlerine kan bağı ile bağlı olan kişiler arasındaki ilişkidir.” (2)

Hısımlık ve soybağı birbirlerinden farklı kavramlardır, birbiri ile karıştırılmamalıdır. Evlenme ve evlat edinme ile hısımlık oluşabilir. Kan hısımlığı ortak soydan gelen kişiler arasında oluşan bağdır ve ebeveynle çocuk arasındaki üst soy- altsoy hısımlığa denir. Kayın hısımlığı ise evlenme ile oluşan bir hısımlık türüdür. Soybağına göre anlamı daha geniştir ve soybağını da kapsar.

Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı TMK’ nın Aile Hukuku kitabının hısımlık başlıklı ikinci kısmının soybağının kurulması başlıklı birinci bölümünde kanun koyucu tarafından özel olarak düzenlenmiştir. Çalışmanın konusu olan soybağının reddine ilişkin hükümler ise TMK’ nın 286. ve 291. maddeleri arasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Anayasamızın 41. maddesinin 1. fıkrasına; ailenin Türk toplumunun temelini oluşturduğuna değinilmiştir. Sağlıklı bir toplumun oluşabilmesi için toplumun en küçük birimi olan ailenin de sağlıklı bir şekilde kurulması gerekir. Ailenin sağlıklı bir şekilde kurulmasında da soybağının kurulması, doğru şekilde tespiti ve tescili önemli konulardan biri olmaktadır.

TMK’ nın 282. maddesine göre; anne ile soybağı doğumla ve evlat edinme ile kurulmaktayken, baba ile çocuk arasındaki soybağı anne ile evlilik, tanıma, babalık davası veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında soybağının kurulabilmesi için ayrıca çocuğun başka bir babayla soybağınının bulunmaması; bulunuyor ise de soybağının reddi davası açılarak aralarındaki geçerli babalık karinesinin çürütülmesi, soybağının ortadan kaldırılması ve son olarak aralarındaki soybağının yeni baba ile kurulması gerekmektedir.

“Soybağının reddi davası, baba ile çocuk arasındaki geçerli olan babalık karinesinin çürütülerek, ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.” (3) Kanuni karineler ispat edilebilmelerine göre ikiye ayrılır. Aksi ispat edilebilen kanuni karinelere adi karineler denir, aksi ispat edilemeyen karinelere ise kesin karine denmektedir ve annelik karinesi buna örnek verilebilir. Babalık karinesi ise kanundan kaynaklanan adi bir karinedir ve TMK’ nın 285. maddesinde düzenlenmiştir. TMK m.285’ e göre, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası annenin evlilik birliği içinde olan kocasıdır. Mahkemece evliliğin butlanına karar verilmesi sonucunda bile ilgili kanunumuzun 157. maddesine göre karinenin sonucunu etkilemez, çocuklar yine evlilik birliği içerisinde doğmuş kabul edilir. Üç yüz günlük süre annenin yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süre olup bu iddet süresi veya iddet müddeti olarak tanımlanmıştır. İşbu müddet belirlemesi yapılırken kanunun ortaya çıkışını şekillendiren süre kıstası doktrinde “Üç yüz günlük süre, genel hayat deneyimleri ve tıp bilimine göre gebeliğin devam edebileceği azami süre olup, boşanma veya iptal kararının kesinleştiği veya kocanın öldüğü tarih itibariyle işleyecektir.” (4)şeklinde ifade edilmektedir.Gaiplik ölümün kesin değil olası olması ve cesedin bulunamamış olması durumudur. Ölüm karinesi ise gaip kişinin ölümüne kesin gözüyle bakılması fakat cesedin bulunamaması durumudur. TMK m. 285/3’ e göre kocanın gaipliğine karar verilmesi durumunda ise üç yüz günlük süre ölüm tehlikesi veya son haber alma tarihinden itibaren işlemeye başlar. “Kocanın gaipliğine karar verilmiş olması halinde evliliğin feshinin istenip istenmediğine ve kesinleşmesine bakılmaksızın; uzun süredir haber alınmama halinde son haber alma veya ölüm tehlikesi içerisinde ortadan kaybolma halinde ise ölüm tehlikesi tarihinden itibaren üç yüz gün geçtikten sonra babalık karinesi uygulanmayacaktır.” (5)Bu maddenin ikinci fıkrasına göre ise bu üç yüz günlük süre sonrasında doğan çocuğun eski kocaya soybağı ile bağlanması için annenin evlilik sırasında gebe kaldığının ispatlanması gerekmektedir.

“Evlilik sona erdikten sonra anne iddet süresini beklemeden hemen evlenmiş olabilir.” (6) “Bilindiği üzere kadın için evlenme yasağı olan üç yüz günlük süre nisbi evlenme engelidir.” (7) İddet süresi sona ermeden anne ikinci bir evlilik yapmışsa ve ilk evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz günlük süre dolmadan çocuğun doğması durumunda karineler çakışacaktır. Yarışan haklar açısından oluşan işbu durumun çözümü ise TMK’ nın 290. maddesine göre karinelerin çakışması durumunda ikinci evlilikteki koca baba sayılır maddesinin uygulanması ile çözülmüştür.  Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun o evlilik birliğinde koca durumunda olan kişinin baba olması durumu TMK uyarınca karineleşmiştir. Ancak işbu karine adi karine niteliğinde olması nedeniyle, önceki evlilikte veya sair kişinin baba olduğunu gösterir hukuki delillerle, dava yolu ile çürütülmesi mümkündür.

“Soybağının reddi; baba ile çocuk arasındaki geçerli olan babalık karinesinin bozucu yenilik doğuran dava niteliğinde olan soybağının reddi davası yoluyla çürütülerek, ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.” (8)Soybağının reddi davası bozucu yenilik doğuran bir davadır.Bu dava soybağının düzeltilmesi için açılmak zorundadır. Soybağının reddi geçmişe doğru etkilidir, doğum anına kadar geriye yürür. Karar kesinleştikten sonra çocuk ile anne arasındaki soyabağı ilişkisi devam ederken, çocuk baba ve baba tarafı yönünden nesepsiz hale gelir. Soybağının reddi kararı geçmişe doğru etkili olduğu için kocanın doğumdan itibaren yaptığı tüm masraflar ve giderler geri istenebilir. “Çocuğa yapılan bakım masrafları, ana ve gerçek babadan Türk Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme veya vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edilebilecektir.” (9)

Soybağının reddi davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. “Görev Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği dava şartı olduğundan, aile mahkemesi kurulu olan yerlerde aile mahkemesinde soybağının reddi davasını açılmayıp, farklı bir mahkemede dava açılması davanın usulden reddini gerektirecektir.” (10)  Asliye hukuk mahkemeleri eğer o yerde aile mahkemesi bulunmuyorsa aile mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakar. Soybağının reddi davasında yetkili mahkeme ise TMK’ nın 283. maddesinde göre taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesi olarak düzenlenmiştir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA TARAFLAR VE YENİ YARGI PAKETİ İLE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Soybağının reddi davasını açabilecek kişiler TMK’ nın 286. ve 291. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu bu kişileri sınırlı şekilde saymış ve hak düşürücü süreler düzenleyerek bu hakkı sınırlandırmıştır. Koca, ana veya çocuk soybağının reddi davasını açabilecek, taraf sıfatını haiz kişilerdir. İşbu dava, yine dava açma hakkına sahip diğer kişilere yöneltilir. “Hak düşürücü süreleri hâkim, davanın her aşamasında re’sen göz önüne alabileceği gibi, ilgililer de davanın her aşamasında bu sürelerin geçtiği itirazını yapabileceklerdir.” (11) Hakim bu süreler geçtikten sonra açılan davaları reddeder. “Hakkında babalık karinesi geçerli olan koca, bu karineyi çürütmek için soybağının reddi davasını açabilecektir.” (12) “Kocanın bu hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için,” (13)“bu hakkından feragat etmesi geçersizdir.” (14) Koca davayı açmak için kendisiyle soybağı ilişkisi bulunan çocuğun doğumunu ve baba olmadığını veya karısının gebe kaldığı sırada başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde davayı açması gerekmektedir. Çocuk ise davayı açmak için ergin olduğu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde harekete geçmelidir. “Çocuğun dava açabilmesi için ergin olmasına gerek yoktur, ergin olana kadar her zaman soybağının reddi davasını açabilecektir.” (15)Ergin olmayan çocuk için atanan kayyım ise kendisine atama kararının tebliğinden itibaren bir yıl içerisinde soybağının reddi davasını açabilir. “Ergin olmayan çocuğa kayyım ataması yapılmamışsa veya atanan kayyım süresi içerisinde davayı açmamışsa, çocuğun ergin olmasından itibaren bir yıllık süre içerisinde açacağı dava hakkı olumsuz etkilenmemekte, çocuk hak düşürücü süre içerisinde olmak kaydıyla dava açabilmektedir.” (16)

Kocanın ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmesi, ölmesi veya gaipliği durumlarında diğer ilgililerin dava açma hakkı doğmaktadır, dava açma konusunda menfaat elde edecek kişiler dışındaki kişilerin açması işbu özel durumdan kaynaklanması nedeniyle taraf sıfatları tali niteliktedir. Diğer ilgililerden kocanın altsoyu, anne ve babasının dava hakları bağımsızdır eğer “koca maddede sayılan bu durumlardan birine düşmeden önce dava açmayacağını açıkça bildirmiş veya örtülü olarak çocuğu sahiplenmişse, artık baba olduğunu iddia eden kişinin haricinde diğer ilgililerin dava açmaya hakkı olmadığı dile getirilmektedir.” (17) Baba olduğunu iddia eden kişi ise ancak, hukuki babanın dava açma süresi dolmadan önce ölmesi, ayırt etme gücünün sürekli kaybı veya gaipliği durumlarının olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde soybağının reddi davasını açabilecektir.

Soybağının reddi davasını koca açmışsa davalı taraf anne ve çocuk, çocuk açmışsa davalı taraf anne ve koca, anne açmışsa davalı taraf koca ve çocuk, baba olduğunu iddia eden kişi açmışsa davalı taraf anne, çocuk ve kocadır.

14 Kasım 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7531 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Türk Medeni Kanunu’nun soybağının reddine ilişkin 286, 289 ve 291. maddelerinde birtakım değişiklikler yapmıştır. Bu kanunun 9. maddesine göre çocuğun annesine de dava açma hakkı tanınmış ve ilgili kanunun 286. maddesi değiştirilmiştir. Yine bu kanunun 10. maddesindeki son değişikliğe göre TMK m.289’ a “ana doğumdan” ibaresinin getirilmesi ile anneye verilen dava açma süresi doğum tarihinden itibaren bir yıl olarak düzenlenmiştir ve somut hale getirilmiştir. Son olarak 11.maddedeki değişiklik ise anlam karmaşasını önleme amacıyla TMK’ nın 291. maddesindeki “baba olduğunu iddia eden kişi” ibaresinin maddedeki yerinin değiştirilmesi ile yapılmıştır.

TMK m.289’ a göre koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Anne doğumdan, çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. Eğer gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süreler bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar fakat bu hâkimin takdirine bağlıdır. Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde baba olduğunu iddia eden kişi, kocanın altsoyu, anası veya babası, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. Ayrıca ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım da, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, içinde soybağının reddi davasını açabilir.

Soybağının reddi davasında ispat TMK’ nın 287. ve 288. maddelerinde düzenlenmiştir. 287. maddeye göre çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır. “Davacı, kocanın ananın gebe kalma döneminde karısı ile cinsel birlikteliğinin imkânsız olmasını kanıtlayacak ya da çocuğun doğumuna koca ile gerçekleştirilen cinsel birlikteliğin sebep olmadığını kanıtlayacaktır.” (18)TMK m.288’ e göre evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşme durumlarında çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez. Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur. 

Soybağına ilişkin davalarda yargıma usulünde HMK uygulanır ancak TMK m.284’ deki hükümler saklı tutulur. Hakim dava hakkındaki maddi olguları re’ sen araştırmakla sorumlu tutulmuştur. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir. HMK m.292’ de ise farklı bir düzenleme yer almaktadır. “HMK’ya göre soybağının tespiti amacıyla vücuttan kan veya doku alınmasına rıza göstermeyen kişi hakkında, maddede sayılan şartların yerine gelmiş olması koşuluyla, hâkim zor kullanılarak inceleme yaptırılabilecektir.” (19)Bahsi geçen düzenlemeler çelişki halindedir.“Öğretideki bir görüşe göre, HMK m. 292 hükmünün TMK m. 284’den daha sonra yürürlüğe girmesi ve özel hüküm olması sebebiyle HMK m. 292’nin uygulanması gerekmektedir.” (20)“Diğer bir görüş ise TMK m. 284’ün ilk fıkrasında ‘’aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır.’’ dediği için ve TMK hükmünün maddi hukuk kuralı olmasından ötürü, TMK m. 284 hükmünün HMK m. 292’e nazaran öncelikle uygulanması gerektiğini savunulmaktadır.” (21)Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise HMK m. 292’nin uygulanması gerektiğini savunmaktadır. “Hukuk Genel Kurulu görüşünü, HMK m. 292’nin TMK m. 284’e göre, sonradan yürürlüğe girdiği ve özel nitelikte hüküm içerdiği gerekçesiyle açıklamaktadır.” (22)

TMK’ da soybağına ve soybağının reddine ilişkin bazı hükümler düzenlenmiştir. Soybağının birçok anlamının bulunmasına karşın TMK’ da kullanılan dar anlamda soybağıdır. Soybağının doğru bir şekilde kurulması hem bireyler bakımından hem de kamu yararı bakımından oldukça önemli bir konudur. Anne ile soy bağı doğumla ve evlat edinme ile kurulmaktayken baba ile soy bağı anne ile evlilik, tanıma, babalık hükmü ve evlat edinmeyle kurulmaktadır. Uygulamada genellikle baba ile çocuk arasında kurulan soybağı bakımından problemler çıkmaktadır. Babalık karinesi ile evlilik birliği içerisinde veya evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır. “Keza kanun evlilikten itibaren yüz seksen gün içerisinde dünyaya gelen veya evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz gün içinde dünyaya gelen çocuğu evlilik birliği içerisinde ana rahmine düşmüş kabul etmektedir.” (23)Karinelerin çakışması durumunda ise aksi ispatlanmadıkça ikinci evlilikteki koca baba kabul edilir. Soybağının reddi davası koca, çocuk, anne, diğer ilgililer ve kayyım tarafından hak düşürücü süreleri de gözetilerek yetkili ve görevli mahkemede açılabilmektedir. Ayrıca davayı açan tarafın ispat yükü bulunmaktadır. Hakim tüm maddi olguları re’ sen araştırmakla sorumludur. Soybağına ilişkin incelemelere rıza verilmemesi durumu HMK ve TMK’ da düzenlenmiş olmasına karşın bu kanunlardaki hükümler çatışma halindedir. “HMK m. 292 zor kullanmaya cevaz verirken, TMK m. 284 sadece aleyhe hüküm kurulabilmesini öngörmüştür.” (24)Doktrinde HMK’ ya öncelik verenler yazarlar da TMK’ nın uygulanması gerektiğini düşünen yazarlar da bulunmaktadır. Yargıtay ise bu durumlarda bireysel ve kamusal yarardan ötürü HMK’ nın uygulanması gerektiğini savunmuştur.

Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için bize buradan ulaşabilirsiniz.

Büromuzun Aile Hukuku alanındaki çalışmaları hakkında detaylı bilgiyi internet sayfamızdan alabilirsiniz.

Gözde İZGINLI

Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

Düzenleyen: Av. Baver UÇAR

KAYNAKÇA

  1. Cem Baygın, Soybağı Hukuku (1.Bası, On iki Levha 2010) 3. ; Mustafa Dural, Turhan Öğüz ve Mustafa Alper Gümüş, Türk Özel Hukuku Cilt 3 Aile Hukuku (17.Bası, Filiz Kitabevi 2022) 272. ; Emine Akyüz, Çocuk Hukuku Çocukların Hakları ve Korunması (7.Bası, Pegem 2020) 138. ; Hayrunnisa Özdemir ve Ahmet Cemal Ruhi, Çocuk Hukuku (1.Bası, Adalet, 2012) 341; Mehmet Erdem ve Aslı Makaracı Başak, Aile Hukuku (2.Bası, Seçkin 2022) 332; Sena Gözde Eğilmezgil, ‘Babalık Davası’(2020) 3(1) Selçuk Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Dergisi, 136, 139.
  2. Baygın (n 3) 1; Eğilmezgil (n 3) 139 – 140.      
  3. Dergipark
  4. Acabey (n 8)111; Baygın (n 3) 22; Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 276; Özdemir ve Ruhi, ‘Çocuk Hukuku’ (n 3) 343; Öztan (n 6) 873.
  5. Baygın (n 3) 23-24.
  6. Dergipark
  7. Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 61; Ergün ve Zeytin (n 14) 164.
  8. Acabey (n 8) 117; Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 278; Hatemi (n 7) 151; Kemal Oğuzman ve Mustafa Dural, Aile Hukuku (2. Bası, Filiz Kitabevi 1998) 205; Öztan (n 6) 878.
  9. Baygın (n 3) 50; Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 295-296; Erdem ve Makaracı Başak (n 3) 338; Hatemi ve Serozan (n 8) 307; Öztan (n 6) 888-889; Paksoy (n 17) 369.
  10. Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Kanun Numarası: 6100, Kabul Tarihi: 12.1.2011, RG 4.2.2011/27836. Ali Cem Budak ve Varol Karaaslan, Medeni Usul Hukuku (2.Bası, Adalet 2018) 42; Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay ve Muhammed Özekes, Medeni Usul Hukuku (8.Bası, On İki Levha 2020) 67; Murat Atalı ve İbrahim Ermenek, Medeni Usul Hukuku (2.Bası, Seçkin 2021) 91.
  11. Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 291; Öztan (n 6) 886.
  12. Dergipark
  13. Akıntürk ve Ateş (n 14) 339; Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 286; Hatemi (n 7) 151; Gençcan (n 6) 1109; Oğuzman ve Dural (n 22) 212; Özdemir ve Ruhi, ‘Çocuk Hukuku’ (n 3) 346.
  14. Özdemir (n 23), 44; Öztan (n 6) 879.
  15. Kılıçoğlu (n 7) 418; Öz (n 37) 332; Öztan (n 6) 889.
  16. Dursun (n 46) 400; Baygın (n 3) 42; Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 292; Kılıçoğlu (n 7) 427.
  17. Baygın (n 3)  32; Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 290; Gümüş (n 56) 575; Paksoy (n 17) 363.
  18. Baygın (n 3) 45; Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 280; Özdemir ve Ruhi, ‘Çocuk Hukuku’ (n 3) 344.
  19. Öz (n 37) 322.
  20. Kılıçoğlu (n 7) 413; Öz (n 37)  322-323; Öztan (n 6) 894.
  21. Dural, Öğüz ve Gümüş (n 3) 282.
  22. Yargıtay HGK 1927/1471, 18.10.2018.
  23. Dergipark
  24. Dergipark

Yasal Uyarı

“İşbu yazı Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu tarafından yalnızca bilgi amaçlı hazırlanmış olup, içerisinde yer alan bilgi ve görsel materyaller tarafımızdan önceden alınmış
yazılı bir izin olmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz, üçüncü bir kişiye iletilemez ve tercümeye konu edilemez. İşbu bilgi notu bir mütalaa veya hukuki görüş
niteliğinde değildir ve yayım tarihinde hazırlanmış olup, devamlı surette güncellenmemesinden kaynaklı avukatlık büromuz sorumluluk almamaktadır.”

Son Yayınlar

Mobbing ve Ayrımcılık Tazminatı
Israrlı Takip Suçu
Marka İhlal Yer Sağlayıcı

Sosyal