Israrlı takip suçu görece olarak yeni bir suç türü olarak TCK’da yer almaktadır. Günümüz koşulları ve hayatın olağan akışı göz önüne alındığında birtakım fiillerin ve tutumların toplum ve mağdur nezdinde yarattığı ağır sonuçların eylemlerin sonlandırılması veya devamlılık teşkil etmesi halinde daha da büyük zararlara sebebiyet vermesinin önüne geçmek amacıyla mevzuat uyarınca birtakım fiillerin cezalandırılması amacı güdülmüştür. İşbu amaçlara hizmet etmesi amacıyla kanunda birtakım fiillerin ısrarlı takip suçuna vücut verdiği öngörülmüş ve bu fiillerin neler olduğu somut olayların yargı makamlarınca değerlendirilmesi ile de günden güne şekil almaktadır. İşbu yazımızda henüz temellerini yeni yeni atan Israrlı Takip Suçunu mercek altına almaktayız.
Israrlı takip [i]
TCK MADDE 123/A- (Ek:12/5/2022-7406/8 md.)
(1) Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
İnsanların huzurunu, güvenliğini ve özel yaşamını en çok tehdit eden davranışlardan biri ısrarlı takiptir. Günümüzde özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu tür davranışların arttığı görülmektedir. Israrlı takip, mağdurun sürekli olarak rahatsız edilmesi, korkutulması ve gündelik hayatının olumsuz şekilde etkilenmesi sonucunu doğurur.
[ii]• Israrlı takip, ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde suç haline getirilmiştir. 1980’li yıllarda özellikle ünlülere yönelik ısrarlı takip vakalarının artması ve bazı olayların cinayetle sonuçlanması üzerine Kaliforniya eyaleti 1990 yılında bu davranışı müstakil bir suç olarak düzenlemiştir. Ardından kısa sürede diğer eyaletler de benzer düzenlemeler yapmıştır. Avrupa ülkeleri, 1990’ların sonlarından itibaren ısrarlı takip suçunu mevzuatlarına almaya başlamıştır. İtalya, İngiltere, Almanya bu konuda ilk adım atan ülkelerdendir. Bugün birçok Avrupa ülkesinde ısrarlı takip (“stalking”), özel bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. Avrupa Konseyi’nin Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesi ile ısrarlı takip, taraf devletlerin suç haline getirmesi gereken davranışlar arasında açıkça sayılmıştır. Bu da konunun uluslararası boyutta önem kazanmasına yol açmıştır.
Türkiye’de ise uzun süre ısrarlı takip ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmemiş, mağdurun yaşadığı sıkıntılar çoğunlukla “tehdit”, “hakaret”, “kişilerin huzur ve sükûnunu bozma” gibi farklı suç tipleri kapsamında değerlendirilmeye çalışılmıştır. Ancak bu yaklaşım mağdurun yeterli korunmasını sağlamamış ve boşluk yaratmıştır. Türkiye’nin 2011’de İstanbul Sözleşmesi’ni imzalaması, bu suçun Türk hukukuna girmesi konusunda önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Israrlı takip suçuna ilişkin yerel hukuktaki düzenlemeler ilk kez 7406 sayılı Kanun ile 12 Mayıs 2022’de kabul edilerek, 5237 sayılı TCK’ya m.123/A Israrlı Takip başlığı eklenmiş ve müstakil bir suç tipi haline getirilmiştir. İşbu suç tipi belirlenmesi yapılırken korunan hukuki değer kişinin hürriyetidir. Hürriyetin dokunulmazlığına müdahaleyi engelleme amacının yanı sıra, mağdurların korunması ve kişilerin özel hayatına yönelik ihlallerin önlenmesi amaçlanmıştır.
SUÇUN UNSURLARI
MADDİ UNSUR
Suç kavramı tanımlanırken belirli bir tipe uygun, hukuka aykırı nitelikte olan ve karşılığında ceza yaptırımı öngörülmüş olan insan davranışlarıdır. Israrlı takip suçu açısından değerlendirme yapıldığında; tipiklik açısından fail, mağdur, hareket, illiyet bağı, netice ve objektif isnadiyet maddi unsuru; kast veya taksir de manevi unsuru oluşturmaktadır.
-Mağdur ve Fail
Israrlı takip suçunun mağduru ve faili herkes olabilir. Ancak TCK 123/A maddesinin ikinci fıkrasının a ve c bentlerindeki durumlarda fail ancak belirli kişiler olabilir. Bu fıkralardaki nitelikli haller ısrarlı takip suçunun özgü suç olduğu durumlardır.
-Hareket (Fiil)
Israrlı takip suçunun hareketi, 5237 sayılı TCK m.123/A’da düzenlenmiştir. Maddede suçun seçimlik hareketli olduğu görülmektedir. Buna göre fail, aşağıdaki davranışlardan herhangi biriyle suçu işleyebilir:
1. Fiziken Takip Etmek
Fail, mağduru ısrarla fiziken takip edebilir. Israr iki seçimlik hareket için de olmak zorundadır. Fiziki takip birçok şekilde yapılabilir. Örneğin mağdurun evinin önünde sürekli beklemek, iş yerine, okuluna, sosyal ortamlarına tekrar tekrar gitmek, mağduru evine kadar takip etmek, yolunu kesmek, gözetlemek gibi durumlar örnek verilebilir. Burada önemli olan, davranışın süreklilik arz etmesi ve mağduru huzursuz edecek boyuta ulaşmasıdır. Mağdurun rahatsız olmadığı durumlarda bu fiil suç vasfını oluşturmamaktadır. Tek seferlik izleme yeterli değildir. Somut olay incelenmeli hayatın olağan akışı sonucu oluşmuş durumlar tespit edilmeli ve ölçüsüz davranışlar belirlenmelidir. Takibin fiziken olması da şarttır. Fiziki şekilde yapılmayan başka bir sistemle yapılan takip TCK 123/A maddesine göre suç sayılmaz ancak sair hükümlerde ayrıca düzenlenen suç tiplerinden tipikliğine uyan suçlardan sayılması mümkün olabilir.
2. Temas Kurmaya Çalışmak
Fail, iletişim araçlarıyla ısrarla temas kurmaya çalışabilir. Temas kurmak fiziki temas görünümü dışında iletişim araçları vasıtasıyla temas kurmak olarak da nitelendirilebilir. Kanun maddesinin gerekçesinde örneklemeler mevcuttur. Telefonla defalarca aramak, sürekli kısa mesaj atmak, sosyal medya üzerinden sürekli mesaj göndermek, etiketlemek, e-posta yoluyla mağdura defalarca ulaşmaya çalışmak, mağdura sürekli mektup, hediye göndermek, evinin kapısına sürekli not bırakmak örnek verilebilir. Bu yönüyle suç, teknolojik gelişmelerle birlikte farklı görünümlerle de işlenmesinin önü açık ve kullanılan araçlar ve yöntemler açısından da esnek bir yapıya sahiptir.
Fail üçüncü kişiler vasıtasıyla da temas kurmaya çalışabilir. Eğer üçüncü kişi ve fail suçu birlikte icra ediyorlarsa bu durumda müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Ayrıca “temas kurmaya çalışmak” ifadesi önemlidir: Failin illa başarılı olması gerekmez. Yani mağdurun telefonu açmaması ya da mesajı okumaması, suçun oluşmasına engel değildir. Kanun koyucu burada sınırlayıcı bir ifade kullanmamıştır. Dolayısıyla, failin mağdura ulaşmak amacıyla sergilediği her türlü ısrarlı davranış bu kapsama girebilir.
-Netice, İlliyet Bağı ve Objektif İsnadiyet
Israrlı takip suçu mevzuatımızda sırf hareket suçu olarak değil zarar suçu olarak kabul edilmiştir. Yani sadece fiilin yapılmış olması yetmemekte; mağdur üzerinde ciddi huzursuzluk veya güvenlik endişesi doğurması gerekmektedir. Rahatsızlık küçük ve geçici düzeyde olmamalı ciddi bir huzursuzluk durumu olmalıdır. Mağdurun günlük yaşamını etkilemeli, büyük bir stres kaynağı olmalıdır.
Birçok ülkede ısrarlı takip suçu zarar suçu olarak değil, tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Bu ülkelerde mağdurda korku aranmaz, davranışın objektif olarak tehlikeli olması suçun oluşması için yeterlidir.
Israrlı Takip suçunu oluşturan hareketlerle mağdurda oluşan zarar arasında nedensellik bağı şarttır. Failin davranışları ile mağdurda oluşan huzursuzluk arasında bağlantı kurulmalıdır. Mağdurun gerçekten failin hareketleri dolayısıyla kaygı ya da endişe duyup duymadığı araştırılmalıdır.
MANEVİ UNSUR
Israrlı takip suçunda failin kastı açısından özel bir şart öngörülmemiştir. Suç, failin kastla hareket etmesiyle oluşur. Failin amacı ya da motivasyonu, yani mağduru yeniden ilişkiye ikna etme, duygusal bağ kurma veya benzeri kişisel nedenler, suçun oluşumunu engellememektedir. Ayrıca, önceden var olan bir ilişki, suçun oluşumuna sebebiyet veren eylemleri meşru kılmamaktadır. Böylece kanun, failin niyetine bakmadan mağduru korumayı ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi daha etkili hâle getirmektedir.
HUKUKA AYKIRILIK
Takip; hukuka uygun bir nedenden olmamalı hukuka aykırılık teşkil etmelidir. Örneğin, kolluk kuvvetlerinin şüpheli kimseyi takibe alması meşru bir amaç içindir dolayısıyla ısrarlı takip suçunu oluşturmaz.
NİTELİKLİ HALLER
1)Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
Israrlı takip fiilinin, 18 yaşını doldurmamış kişilere ya da ayrılık kararı verilen veya boşanmış eşe yönelmesi, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Suç mütemadi suç kapsamında olduğu için mağdurun yaşının belirlenmesinde, failin son takip davranışını gerçekleştirdiği günün esas alınmasının isabetli olacağı kanaatindeyim.
Eşe karşı işlenmiş sayılan nitelikli halde ise, mağdur ile fail arasındaki ilişkinin mahiyetine dayanır.
2)Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
Israrlı takip sonucunda mağdurun okulunu, işini ya da ikametini değiştirmesi veya okulunu/işini bırakmak zorunda kalması da suçun ağırlaştırıcı sebebi olarak öngörülmüştür. Bu düzenlemenin amacı, mağdurun günlük yaşamını olağan şekilde sürdüremeyecek düzeyde zorluk yaşaması durumunu cezalandırmaktır.
3)Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi,
İşbu 3 nitelikli hallerin herhangi birisinin mevcudiyeti hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
6284 sayılı Kanunun 5/1-b ve c maddelerine göre hâkim tarafından verilen “uzaklaştırma” ya da “konuta, okula veya işyerine yaklaşmama” yönündeki koruyucu tedbirlere rağmen failin ısrarlı takip fiilini sürdürmesi de nitelikli hal kabul edilmiştir.
[iii]•SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ
Teşebbüs
Israrlı takip suçu, teşebbüs aşamasında kalabilir. Bir kişi, mağduru fiziksel olarak izlemeye başladığı veya onunla iletişim kurmaya çalıştığı halde, elinde olmayan sebeplerle amacına ulaşamayabilir. Bu durumda failin cezası suçun temel halinde verilecek cezanın dörtte üçünden dörtte birine kadar indirilir.
Bu gibi durumlarda suç, tamamlanmış sayılmaz ve teşebbüs aşamasında kalır. Bunun sebebi, kanun koyucunun ısrarlı takip suçunun tamamlanması için sadece takip eylemlerinin yapılmasını yeterli görmemesidir. Mağdurun huzur ve sükununu bozma suçundan farklı olarak, ısrarlı takip suçunun tamamlanabilmesi için mağdurun huzurunun bozulması veya kendisinde endişe oluşması şartı aranır. Dolayısıyla yalnızca takip fiillerinin yapılmış olması suçun tamamlanması için yeterli değildir.
İştirak
Israrlı takip eylemleri çoğu zaman bireysel olarak gerçekleştirilse de suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesine hukuken herhangi bir engel bulunmamaktadır. Ortak bir plan veya anlaşma doğrultusunda hareket ederek mağdura yönelik takip fiillerini beraberce sürdüren kişiler, eylem üzerinde ortak hâkimiyet kurduklarından dolayı müşterek faillik kapsamında sorumlu tutulurlar.
İçtima
Israrlı takip suçunda içtima hükümleri belirli durumlarda gündeme gelebilir. Örneğin failin aynı evde yaşayan birden fazla kişiyi kapının önünde bekleyerek sürekli gözetlemesi veya mağdur şikâyetçi olduktan sonra soruşturma devam ederken yeniden takibe başlaması bu kapsamdadır. Ayrıca, ilk eylem ile sonraki eylem arasında bir süre bulunması halinde zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Bununla birlikte, her somut olayda fikri içtima durumu ayrıca değerlendirilmelidir. Failin gerçekleştirdiği takip fiillerinden biri daha ağır cezayı gerektiriyorsa, bu durumda görünüşte içtima kuralları devreye girecektir.
YAPTIRIM
[iv]• Israrlı takip suçu, ceza hukuku açısından bazı özel yargılama hükümlerinin uygulanabileceği bir suçtur. Öncelikle, suçun takibi şikâyete bağlıdır. Dava zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla, mağdurun fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden itibaren 6 ay içinde şikâyetçi olması gerekir. Suçun üst sınırının iki yıl ile sınırlı olması nedeniyle, basit yargılama usulünün bu suçta uygulanması mümkündür. Bunun yanı sıra, failin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması, eylemi kabul etmesi ve gelecekte benzer bir suç işlemeyeceğine dair mahkemede bir kanaat oluşması hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu devreye girebilir. Öte yandan, ısrarlı takip suçu uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/3. maddesi, toplumsal huzurun korunması amacıyla bu suçun, şikâyete tabi olmasına rağmen uzlaşma kapsamında değerlendirilemeyeceğini açıkça hükme bağlamaktadır. Dolayısıyla muhakeme şikayetle başlayabilir ise de uzlaştırmayla sonuçlandırılamaz.
Yargılamada görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise kesintinin gerçekleştiği yer mahkemesidir. Suçun temel şekli, altı aydan iki yıla kadar, nitelikli halleri ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
KARARLAR DOĞRULTUSUNDA SUÇUN OLUŞUMU
Düzenlemenin yeni olması nedeniyle “ısrar” mefhumu bakımından TCK m. 123 düzenlemesine ilişkin yargısal içtihatlar yol gösterici nitelik taşımaktadır. Israr unsurunun oluşumuna yönelik olarak, mahkemelerin hangi fiilleri ısrar kapsamında değerlendirdiğine dair Yargıtay kararları henüz sınırlıdır. Bu sebeple TCK m.123 Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçuna ilişkin kararlardan yararlanılmaktadır. İşbu kararların içerisinde 123/A maddesindeki suçun unsurlarına ilişkin örnekleme aşağıdaki kararda da mevcuttur, buna göre;
[v]• Yargıtay 18.Ceza Dairesi’nin 2017/7323 E. – 2019/12883 K. Sayılı Kararı
“KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanık savunması ve HTS kayıtlarına göre, sanığın aynı gün içinde müşteki …’ye 1 mesaj atıp 1 kez de aradığı, bu itibarla suçun ısrar unsurunun ne şekilde oluştuğu yöntemince açıklanmadan, ayrıca sanığın telefonla arama ve mesaj çekme suretiyle katılan …’yi hakaret ve tehdit ettiği kabul edilerek atılı suçlardan mahkumiyet kararı verildiği göz önüne alındığında, fikri içtima kuralları gereğince ayrıca huzur ve sükûnu bozma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”
Sonuç olarak ısrarlı takip suçu hem mağdurun güvenliğini hem de toplumsal düzeni korumayı amaçlayan, şikâyete bağlı ve mütemadi nitelikte bir suç olarak düzenlenmiştir. Suç uzlaşma kapsamına girmemektedir. Cumhuriyet savcısına dava açmayı erteleme imkânı tanınmaktadır. Mahkeme yetkisi, fiilin işlendiği veya takibin sona erdiği yer üzerinden belirlenir ve temel şekil için basit yargılama usulü uygulanabilir. Suçun istinafta kesinleşmesiyle hukuki süreç tamamlanmış sayılır ve böylece mağdur korunurken adaletin sağlanması hedeflenmiş olur.
Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için bize buradan ulaşabilirsiniz.
Büromuzun Ceza Hukuku alanındaki çalışmaları hakkında detaylı bilgiyi internet sayfamızdan alabilirsiniz.
Melek ERSAN
Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu
Düzenleyen: Av. Baver UÇAR
KAYNAKÇA
[i] 5237 sayılı “Türk Ceza Kanunu”,2004 https://mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf
[ii] Dergipark (Ankara Üni. Hukuk Fak. Dergisi, 2022, 71 (3), sf. 1397-1430,) , “Israrlı Takip Suçu (TCK m.123/A)”, ÖZAR, Süleyman,2022 . https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2425483
[iii]KOCA, Mahmut / ÜZÜLMEZ, İlhan, “Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler”, Adalet Y., 7. bs., ANKARA, 2020.
[iv] 5271 Sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu” ,2004. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5271&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
[v] Yargıtay 18.Ceza Dairesi 2017/7323 E. – 2019/12883 K. Sayılı Kararı