Anonim Şirketlerde Tasfiye Süreci

Yazar

Picture of Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

Anonim Şirket Tasfiye

Anonim şirketlerde tasfiye konusuna girizgâh olması adına öncelikle şirket kavramını ele almak gerekir. Gerçek veya tüzel kişilerin ekonomik bir menfaat elde etme amacıyla bir araya gelmesi ile kurabilecekleri birliktelikler şirketleri oluşturur.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunumuzda şirketin bir tanımı olmamasına karşın ticaret şirketlerinden bahsedilmiştir. Türk Ticaret Kanunu m. 124 f.1 ‘’ Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.’’ şeklinde bir düzenlemeye yer vermiştir. Kollektif, komandit anonim ve limited şirketler TTK’da düzenlenmiş olmasına karşın kooperatifler ayrı bir şekilde Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenmiştir.

Bu şirketler dışında, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olan Adi Şirketler de vardır. Türk Borçlar Kanunu m.620’de Adi Ortaklık şu şekilde tanımlanmıştır; ‘’Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.

Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.’’

İkinci fıkradan da anlaşılacağı üzere, kanunda sayılan ticaret şirketlerinin özelliklerini taşımayan ortaklıkları Adi Şirket olarak kabul etmek gerekir. Yine bu fıkradan yola çıkan yazarlar Anonim şirketlerin tescili yapılıncaya kadar geçen zaman aralığında adi şirket olarak kabul etmektedirler.

Şirketlerin kurulmasında amacın bir ekonomik fayda elde etme gayesi olduğunu belirtmiştik. Anonim Şirketlerde de bu amacın devam ettiğini ifade etmek doğru olacaktır.  Anonim Şirket, TTK’nın 329. Maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır; “Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.”

Her türlü ekonomik faaliyette bulunmak amacıyla kurulabilen Anonim Şirketlerde, amaç kazanç elde etmek ve bu kazancı ortaklarına dağıtmaktır. Anonim Şirketin özelliklerine baktığımızda ise ilk sırada ticaret unvanı ile faaliyette bulunma zorunluluğu karşımıza çıkmaktadır.

Anonim şirketin kurulmasında esas (ana) sözleşme olarak ifade edilen bir sözleşme yapılır. Anonim şirketin kurulabilmesi için bu sözleşmenin içermesi zorunlu olan bazı unsurlar vardır. Bunlardan biri sermayenin esas sözleşmede belirlenmesidir. Son yapılan değişiklikler ile bir Anonim Şirket kurabilmek için sermayenin en az 250.000,00.-TL olması gerekmektedir.

Anonim Şirketler tüzel kişiliğe haizdir. Tüzel kişilik kazanabilmeleri için ise Anonim Şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Sicilinde esas sözleşmenin imzalanmasından veya Bakanlığın iznine tabi olan Anonim Şirketlerde iznin verilmesinden itibaren 30 gün içinde tescil işleminin gerçekleşmesi gerekmektedir.

Anonim Şirketler geniş anlamda kanunlar tarafından yasaklanmamış olmak kaydıyla her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilirler. Şirketin işletme konusunun da yine esas sözleşmede belirtilmesi zorunludur.

Anonim Şirketlerde sınırlı sorumluluk ilkesi mevcuttur. Sınırlı sorumluluktan kastedilen, ortaklarının sadece getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye ile sorumlu olmasıdır. Yani Anonim Şirketin alacaklıları taahhüdünü yerine getirmiş ortakların malvarlığına başvuramaz. Alacaklılar sadece Anonim Şirketin malvarlığıyla sınırlı olarak alacaklarını alabilmektedirler. Bu durum TTK’nın 329. Maddesinin ikinci fıkrasında şu şekilde ifade edilmektedir; “Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur.”

Anonim Şirket ile ilgili bir başlıkta yer verilmesi gerektiğini düşündüğümüz bir diğer nitelik ise Anonim Şirketlerin en az bir gerçek veya tüzel kişi ile kurulabilecek olmasıdır.

Anonim Şirketlerde, adından da anlaşılacağı üzere şahısların kimliklerinden ziyade sermaye daha önemlidir. Dolayısıyla TTK’da da göreceğimiz üzere Anonim Şirketlere şahsi emek, ticari itibar ve mesleki tecrübe gibi unsurlar sermaye olarak getirilemez. Yine vadesi gelmemiş alacakların da Anonim Şirkete sermaye payı olarak getirilmeyeceğini cümlenin tersinden ise vadesi gelmiş alacakların sermaye payı olarak getirilebileceği tespit edilebilmektedir. (AYHAN vd., 2023)

Kısaca Anonim Şirketlerin organlarından da bahsetmek gerekir. Anonim şirketlerde Yönetim Kurulu ve Genel Kurul olmak üzere iki organ mevcuttur.  Sözü geçen bu organların devredilemez yetkileri mevcuttur.  Yönetim Kurulu şirketi yönetir ve temsil eder.  Genel Kurul ise yılda bir kez olağan olarak toplanarak şirket ile ilgili kararları alır. Bu kararları uygulayacak ise Yönetim Kuruludur. Yine belirtmek gerekir ki Yönetim Kurulu ve Genel Kurul arasında bir astlık üstlük ilişkisi yoktur.

Anonim Şirketlerde tasfiyeye geçiş durumunda Şirketin dağılmasını ifade etmemiz gerekirse; Anonim şirketler birçok sebepten dolayı sona erebilir söz konusu sebepler Türk Ticaret Kanunu’nda genel ve özel sona erme halleri şeklinde düzenlenmiştir. Bir diğer ayrım ise infisah (kendiliğinden sona erme) ve fesih (bir iradeye bağlı olarak sona erme) şeklindedir. (AYHAN vd., 2023)

İnfisah halinde Anonim Şirketin bir karar almasına gerek yoktur dolayısıyla kendiliğinden sona erme halinde ihbarda bulunulmaz. Mahkemenin verdiği kararlar durumun tespit edilmesinden ibarettir ki açılan dava da neticeten bir tespit davasıdır. Kendiliğinden sona erme ileriye etkilidir yani geçmişte yapılmış olan iş ve işlemleri etkilememektedir. Yine belirtmek gerekmektedir ki ilgililer kendiliğinden sona erme durumunu defi olarak kullanabilmektedir. (DİNÇ, 2016)

İnfisah sebeplerinin gerçekleşmesi ile başka bir işleme gerek duymaksızın şirketin kendiliğinden sona erme sebeplerinden ilki belirli bir süre için kurulmuş olan Anonim Şirketin süresinin dolmasıdır. Süresi dolan ve fiilen faaliyetlerde bulunmayan şirket sona ermiş olur. Burada dikkat edilmesi gereken ise süresi dolan şirketin faaliyetlerine devam etmiyor olması gerektiğidir aksi halde faaliyetlerini devam ettirdiği takdirde şirket belirsiz süreli hale gelir ve sona ermez.

Bir diğer sona erme hali yine TTK’da da düzenlenmiş olan işletme konusunun gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız hale gelmesidir. Bu durum Anonim Şirketin sadece bir işletme konusu üzerine kurulduğunda ve bunun bitirilmiş olmasında ya da artık gerçekleşmesi doğal olarak veya yasal olarak mümkün olamayacağı gibi birçok sebepten dolayı gerçekleşebilmektedir.

Bir diğer sona erme hali esas sözleşmede sayılan infisah sebeplerinin gerçekleşmesidir. Anonim şirket esas sözleşmesinde gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi halinde şirketin sona ereceği şeklinde kayıtlar koymak mümkündür.

Şirket sermayesinin 2/3’ünün karşılıksız kalması durumunda da şirketin sona ermesi gündeme gelmektedir.  Bu durumda Genel Kurul sermayenin tamamlanması kararı verebileceği gibi kalan sermaye ile yetinme kararı da verebilmektedir. Bu kararlardan birinin verilmemesi durumunda ise şirket kendiliğinden sona ermektedir.

Anonim şirketin iflası durumunda da şirket kendiliğinden sona ermektedir.

Anonim şirketlerde fesih sebepleri ise Genel Kurul kararıyla fesih ve mahkeme kararıyla fesih şeklinde ikiye ayrılmaktadır.

Genel Kurul kararıyla fesihte, toplantı ve karar yetersayıları önem arz etmektedir. Genel Kurulun şirketin sona ermesi kararını alabilmesi için sermayenin yüzde yetmiş beşini oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyları gerekmektedir. Yine şirketin birleşmesi bölünmesi gibi faaliyetler ile şirketin sona ermesi durumunda da Genel Kurul karar yetersayılarını dikkate alması gerekmektedir.  (AYHAN vd., 2023)

Mahkeme kararıyla sona ermenin de olabileceğini yukarıda ifade etmiştik. Burada şirketin devam ettirilmesinin öncelikli olduğu bu nedenle mahkemenin sona erme dışında varsa çözüm yollarını tükettikten sonra sona erme kararı verebileceğini ifade etmek gerekmektedir.

Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan fesih hallerini şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Şirketin zorunlu organları olan Yönetim Kurulu veya Genel Kurulun mevcut olmaması halinde Mahkeme şirketin feshi kararı verebilir.
  • Kamu düzenine ve işletme konusuna aykırı faaliyette bulunulması durumunda bu faaliyetin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde fesih davası açılabilir.
  • Şirketin esas sözleşmesinde belirtilmiş olan fesih nedenlerinin gerçekleşmesi ile de mahkeme şirketin feshine karar verebilir.
  • Haklı sebeplerin varlığı halinde yine şirketin feshi gündeme gelebilir. Burada dikkat edilmesi gereken ise hâkimin taleple bağlılık ilkesiyle bağlı olmadığıdır yani hâkim fesih talebine karşılık şirketin menfaatleri doğrultusunda başka bir karar verebilir.

Anonim şirketlerde sona erme tasfiyeli ve tasfiyesiz sona erme erme olarak ikiye ayrılmaktadır;

Anonim Şirketlerin birleşmesi, bölünmesi, tür değiştirmesi ya bir Anonim Şirketin başka bir Anonim Şirket tarafından devralınması gibi işlemlerde Anonim Şirketler tasfiyesiz olarak sona ermektedirler. Tasfiyeli sona erme halinde şirket bir süreç içine girmektedir ve sonunda şirketin ticaret sicilinden terkini gerçekleşmektedir. (YILDIRIM, 2019)

TASFİYE AŞAMASI

Anonim şirketlerin sona erme aşamasında Ticaret Sicilinden terkin (üstünü çizerek silme) işlemine kadar geçen sürede tasfiye halinde olduğunu belirtmekte fayda görmekteyiz.

Tasfiye halinde de Anonim Şirketin tüzel kişiliği devam etmektedir fakat şirket bu aşamada esas sözleşmede belirtilen tüm işlemleri yapamamaktadır. Anonim Şirketler tasfiye aşamasında sadece kısıtlı olarak tasfiye ile ilgili konularda işlem yapabilmektedir.

Yine bu aşamada Genel Kurulun ve Yönetim Kurulunun bazı yetkileri sınırlandırılmaktadır.

Anonim Şirketlerde tasfiye sürecini maddeler halinde ifade etmek gerekirse;

  • Anonim şirketin malvarlığının nakde dönüştürülmesi
  • Alacakların alınması
  • Borçların ifa edilmesi
  • Borçların ödenmiş olması ile kalan malvarlığının pay sahiplerine getirdikleri sermaye ile orantılı olarak dağıtılması
  • Ticaret unvanının ticaret sicilinden terkini

Tasfiye aşamasında amaç borçların ifası, alacakların alınması ve pay sahiplerine tasfiye paylarının dağıtılmasıdır.

Türk Ticaret Kanunu 533 ve 548. Maddeleri arasında düzenlenen tasfiye aslında şirketin sona ermesi ile hem üçüncü kişilerin haklarının sağlanması hem şirket malvarlığının korunması hem de şirket pay sahiplerine tanınmış olan en son arta kalan miktarın paylaştırılması için önem arz etmektedir.

Anonim şirketlerde tasfiye aşamasında önemli sonuçlarına baktığımızda şu şekilde maddelendirebiliriz;

  • Şirketin tüzel kişiliğinin devam ediyor olması
  • Şirketin amacının değişmesi
  • Şirketin ‘’tasfiye halindedir’’ şeklinde ticaret unvanının zorunlu ek      alması
  • Şirketin Genel Kurul ve Yönetim Kurulunun varlığını devam ettirmesi

Sona erme sebebinin gerçekleşmesi ile başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın şirketin amacının tasfiyeye dönüştüğünü belirtmek gerekir. Şirket bu aşamada tasfiye sürecini tamamlamak için her türlü iş ve işlemde bulunabilmektedir.

Şirketin tasfiye aşamasında bu iş ve işlemleri yapabilmesi için tasfiye memurlarına ihtiyaç duymaktadır. Bu kapsamda esas sözleşmede tasfiye memurlarının seçilebilmesi gündeme gelmektedir. Bu sözleşmede belirlenmediği takdirde ise Anonim Şirketin zorunlu organlarından olan Yönetim Kurulu tasfiye memurları gibi tasfiyeye yönelik iş ve işlemleri yapabilmektedir.

Yönetim Kurulunun bulunmaması veya Yönetim Kurulunda karar alınamaması durumunda mahkemeden de tasfiye memurlarının atanması istenebilmektedir.

Tasfiye memurlarının atanması Türk Ticaret Kanunu m. 536’da şu şekilde ifade edilmektedir;

“(1) Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrıca tasfiye memuru atanmadığı takdirde, tasfiye, yönetim kurulu tarafından yapılır. Tasfiye memurları pay sahiplerinden veya üçüncü kişilerden olabilir. Tasfiye ile görevlendirilenler esas sözleşmede veya atama kararında aksi öngörülmemişse olağan ücrete hak kazanırlar.

(2) Yönetim kurulu, tasfiye memurlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirir. Tasfiye işlerinin yönetim kurulunca yapılması hâlinde de bu hüküm uygulanır. (3) Şirketin feshine mahkemenin karar verdiği hâllerde tasfiye memuru mahkemece atanır.

(4) Temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması ve yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması şarttır.”

Bu maddenin değerlendirilmesi ile tasfiye memurlarının esas sözleşmede belirlenebileceği, belirlenemediği takdirde Yönetim Kurulunun tasfiye işlemlerini yapabileceğini, ayrıca Genel Kurulun takdir yetkisini kullanarak tasfiye memuru atayabileceğini son olarak Mahkemelerin de tasfiye memuru atayabileceğini söylemek mümkündür.

Yine belirtmek gerekmektedir ki; tasfiye halinde pay sahipleri tasfiye memurunun görevden alınmasını yerine yeni bir tasfiye memuru atanmasını talep edebilmektedir. Bunun yapılabilmesi için haklı bir sebebin varlığı şarttır.

Tasfiye memurları için özel şartlar esas sözleşmede belirtilebilmektedir. Esas sözleşmede herhangi bir şartın olmadığı durumda dahi tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olma ve Türkiye’de ikamet etmesi aranmaktadır.  (DİNÇ, 2016)

Tasfiye memurlarının ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi de gerekmektedir. Bu işlem Anonim Şirketin zorunlu organlarından Yönetim Kurulu tarafından yapılmaktadır. Yönetim Kurulu tasfiye memuru sıfatıyla görev yapacağı hallerde dahi Yönetim Kurulu tarafından tasfiye memuru sıfatıyla şeklinde tescil ve ilan edilmektedir.

Tasfiye aşamasında önem arz eden bir diğer nokta ise tasfiye memurlarının temsil yetkisinin sınırı olduğudur. Tasfiye memurlarının yetkisi, tasfiye ile ilgili işlemlerle sınırlıdır fakat üçüncü kişilerle tasfiye dışında yapılan işlemler, üçüncü kişilerin yapılan işlemin tasfiye amacının dışında olduğunu bilmemesi durumunda şirket için bağlayıcıdır.

Esas sözleşmede aksi öngörülmediği ve tasfiye memurlarının sayısının birden fazla olması durumunda ise alınan kararların en az iki tasfiye memurunun ticaret unvanı altında imza atması ile geçerlilik kazanacağını da önem arzetmektedir.

Tasfiye memurlarının görevi olan ve aynı zamanda tasfiye halinde yapılması gereken ilk işlem envanter ve bilançonun hazırlanmasıdır. Burada amaç, şirketin mali analizini yapmaktır. Hazırlanan bilanço ve envanter Genel Kurulun onayına sunulmaktadır. Tasfiye memurları mali durumun doğru olarak tespit edilebilmesi adına gerekli görüldüğü takdirde uzmanlara başvurabilmektedir. Tasfiye bilançosunun Anonim Şirketin sona erme zamanına göre düzenlenmesi gerektiğini ifade etmek gerekmektedir. (AYYILDIZ, 2019)

Tasfiye aşamasının bir diğer önemli faaliyeti ise alacaklılara, alacaklarının ödenmesidir. Alacakların ödenmesi usulü Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK’ya göre tasfiye memurları tespit ettikleri alacaklılara taahhütlü mektup ile diğer alacaklılar için ise Ticaret Sicil Gazetesi ve varsa şirketin internet sitesinden birer hafta arayla toplamda üç ilanla şirketin sona erdiğini bildirir ve alacaklıların alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye davet ederler. Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrıdan itibaren üç ay geçmedikçe kalan varlıklar dağıtılamaz. Bu şekilde alacaklıların alacakları ödenmektedir.

Alacaklarını bildirmeyen ama alacaklı olduğu anlaşılan alacaklıların, alacakları ise Bakanlık tarafından belirlenen bir bankaya depo edilmektedir.

Tasfiye memurları şirketin sona ermesinden önce başlamış olan işlerin bitirilmesi gibi işleri tamamlamaktadırlar.

Türk Ticaret Kanunu madde 538 “Aktifleri Satma Yetkisi” başlığı ile tasfiye memurlarına şirketin aktiflerini ihale yoluyla satabilme yetkisi tanınmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise Genel Kurulun aksini kararlaştırabilecek olmasıdır ayrıca önemli miktarda aktiflerin toptan satılabilmesi için Genel Kurulun kararının gerekli olduğunu ifade etmek gerekmektedir.

Tasfiye memurlarının görevleri ise Türk Ticaret Kanunu’nda tahdidi olmamak kaydıyla diğer tasfiye işleri başlığı altında ifade edilmektedir. Örnek olması açısından birkaçına burada yer vermekte fayda görmekteyiz. Örneğin; Tasfiyenin uzun sürmesi hâlinde, her yıl sonu için tasfiyeye ilişkin finansal tabloları ve tasfiye sonunda da kesin bilançoyu düzenleyerek genel kurula sunarlar. Yine tasfiye memurlarının da bilgi verme yükümlülükleri şu şekilde ifade edilmiştir; Pay sahiplerine tasfiye işlerinin durumu hakkında bilgi ve istedikleri takdirde bu konuda imzalı belge verirler.

Yukarıda da ifade edildiği üzere tüm borçların ödenmesi ve yarım kalan işlerin tamamlanması ile esas sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde kalan bakiye pay sahiplerine getirdikleri sermayeye oranla paylaştırılmaktadır.

Tasfiye aşamasında yapılması gereken faaliyetlerin yapılması ile tasfiye memurlarının şirketin ticaret unvanının sicilden silinmesi talebi üzerine Sicil Müdürlüğü tasfiyenin usulüne uygun şekilde yapıldığını kontrol etmekte ve şirketin ticaret unvanını ticaret sicilinden terkin etmektedirler.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise, tasfiye için sona erme hallerinden birinin gerçekleşmiş olmasıdır yani bir sona erme durumu söz konusu olmadan şirketin yavaş yavaş borçlarını ödeyip aktiflerini satması şirketin süreklilik arz eden iş ve işlemlerini yapmaması şirketin tasfiyesi anlamına gelmemektedir. (DİNÇ, 2016)

Tasfiye başlığı altında ele alınması gereken bir diğer konu ise Anonim Şirketlerde ek tasfiye ve tasfiyeden dönmedir.

Ek tasfiye TTK m. 547’de düzenlenmiştir. Buna göre tasfiyenin tamamlanmasından sonra borçların yanlış hesaplanması, yarım kalan işlerin tamamlanmasının atlanmış olması gibi birtakım sebeplerin varlığı halinde son tasfiye memurları, pay sahipleri, alacaklılar veya Yönetim Kurulu üyeleri şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden ek tasfiye kapsamında şirketin yeniden tescili talebinde bulunabilmektedir.

Ek tasfiye yapılabilmesi için dikkate alınması gereken hususları şu şekilde ifade etmek gerekmektedir;

  • Ek tasfiyenin yapılmasının mecburiyet arz ettiğini gösteren bir durumun varlığı
  • Kanunda belirtilen ilgililerden birinin talepte bulunması
  • Ek tasfiye talebinde bulunmada hukuki menfaatin varlığı
  • Menfaatin sağlanmasında ek tasfiyeden başka bir çözümün var olmaması

Menfaatin sağlanmasında tek yol olması kıstasında farklı görüşler olmakla birlikte hâkim görüşün bu yönde olduğu gözlemlenmektedir.  (DOĞANAY, 2023)

Ek tasfiye süreciyle birlikte açılmakta olan dava ihya davasıdır. İhya Davası; hukuka aykırı gerçekleşen sona erme, tasfiye, terkin işlemlerine karşı açılan davadır. Bu davayla birlikte tüzel kişilik tekrardan kurulmaktadır. Bu dava ile terkin kaydının üstü çizilmekte ve ticaret siciline kayıt ve tescil yapılmaktadır.

TASFİYEDEN DÖNÜLMESİ

Anonim şirketin tasfiyesinden geri dönülmesi TTK m. 549 baz alınarak incelendiğinde, şirketin süresinin sona ermesi veya Genel Kurul kararı ile şirketin sona ermesinde şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmamış olması kaydıyla tasfiyeden dönülebileceği kabul edilmektedir. Tasfiyeden dönülmesi için Genel Kurul bu kararı sermayenin yüzde altmışının olumlu oyu ile yapabilmektedir. Tasfiye memurları alınan dönme kararını tescil ve ilan ettirmekle yükümlüdürler.

İflas nedeniyle sona ermiş olan bir Anonim Şirkette tasfiyeden dönme durumunda iflasın kaldırılmış olması veya iflas konkordatonun uygulanması ile sona ermişse şirket devam etmektedir.  Yine burada da önemli olan tasfiye paylarının pay sahipleri arasında dağıtımına başlanmamış olmasıdır.  (AYHAN vd., 2023)

GEÇİCİ 7. MADDE

Tasfiye aşamasında değinilmesinde fayda gördüğümüz diğer bir madde, Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. Maddesidir. Söz konusu maddeye göre; sermayelerini çıkarması gereken miktara çıkaramamış anonim şirketlerin, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya 1/7/2015 tarihine kadar münfesih olan anonim şirketlerin, sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketlerin veya Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan anonim şirketlerin tasfiyesinde ve ticaret sicilinin terkininde tasfiye usullerinden ayrılarak bu madde uygulanmaktadır. Geçici 7. maddenin uygulanmasında süreci Ticaret Sicil Müdürlükleri yönetmektedir. Bu madde ile amaç sürecin daha hızlı ilerlemesini sağlamak ve şirketin bir an önce tasfiye sürecini tamamlamaktır. Yine belirtmek gerekir ki bu madde şartlarını sağlamış olmak koşuluyla diğer şirketlere de uygulanabilmektedir. (Konu sınırları içerisinde kalabilmek adına yukarıda sadece anonim şirketlerden bahsedilmiştir.)

Genel hatlarıyla anonim şirketler, anonim şirketlerin tasfiye süreci konusunda ifade edilmesinin önem arz ettiği konular yukarıda bahsedilenlerden ibarettir.

Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için bize buradan ulaşabilirsiniz.

Büromuzun Şirketler Hukuku alanındaki çalışmaları hakkında detaylı bilgiyi internet sayfamızdan alabilirsiniz.

Beyda Rana YANIK

Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

KAYNAKÇA:

Ayhan, R., Çağlar H., Özdamar M. (2023). Şirketler Hukuku Genel Esaslar (5. baskı)

Ayyıldız, S. (2019). Türk Ticaret Kanunu’nun tasfiye hükümleri ışığında geçici 7. maddeye göre anonim şirketlerin tasfiyesi (Master’s thesis, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).

https://dspace.balikesir.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12462/9723/Serkan_Ayy%c4%b1ld%c4%b1z.pdf?sequence=1&isAllowed=y

Dinç, S. (2016). 6102 Sayılı Kanuna Göre Anonim Şirketlerde Sona Erme. Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, (2).

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/227130

Doğanay, M. Z. (2023). MEDENÎ USÛL HUKUKU YÖNÜNDEN ANONİM ŞİRKETLERDE EK TASFİYE. Adalet Dergisi, (70), 255-284.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3094742

 Türk Ticaret Kanunu T.C. Resmî Gazete, 6102, 13 Ocak 2011.

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=6102&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

Yasal Uyarı

“İşbu yazı Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu tarafından yalnızca bilgi amaçlı hazırlanmış olup, içerisinde yer alan bilgi ve görsel materyaller tarafımızdan önceden alınmış
yazılı bir izin olmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz, üçüncü bir kişiye iletilemez ve tercümeye konu edilemez. İşbu bilgi notu bir mütalaa veya hukuki görüş
niteliğinde değildir ve yayım tarihinde hazırlanmış olup, devamlı surette güncellenmemesinden kaynaklı avukatlık büromuz sorumluluk almamaktadır.”

Son Yayınlar

GSS
Barter Sözleşmeleri
İlaç Patenti

Sosyal