Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında Eser ve Eser Sahipliği

Yazar

Picture of Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

Fikri haklar; fikri mülkiyet başlığı altında yer alan, kişinin fikir ve sanat faaliyetleri sonucu yarattığı ürünler üzerindeki eser sahibine tanınmış mali ve manevi haklardır.

ESER KAVRAMI

Eser, bir fikrin topluma iletilmesi için kullanılan bir araçtır. Eserin her bir parçası koruma altındadır. Hatta tamamen bitmiş olmasa bile, belli bir aşama kat ettiğine kanaat getirilirse bu fikri çalışmalar da eser olarak korunabilir.

ESER OLABİLMESİ İÇİN;

  • Eser bir gerçek kişi tarafından oluşturulması,
  • Fikri bir çaba sonucu oluşması,
  • Sahibinin hususiyetini taşıması,
  • Bir şekle bürünmesi,
  • FSEK’te yer alması gerekir.

Yargıtay bir kararında[i] avukat dilekçelerinin “…kullanılan bilginin ilk defa avukat tarafından savunuluyor olması, kamusal alana girmemesi, fikri bir yaratıcılığı ortaya koyması…” kriterlerini karşılaması halinde eser olarak değerlendirilebileceğini hükme bağlamıştır. Bunun için özgün fikirlerin savunulması, her avukat tarafından gerçekleştirilemeyecek bir hukuki ve bilimsel çalışma çerçevesinde olması da gerekmektedir.

FSEK KAPSAMINDA KORUNAN ESERLER

A. İLİM VE EDEBİYAT ESERLERİ

  • Dil veya Yazı Yolu ile İfade Edilen Eserler

Bu kapsamda eserler, çok az insanın bildiği bir dille, formüllerle ya da sembollerle ifade edilmiş olabilir. Eserlerin insanlar tarafından anlaşılamıyor olması bir önem taşımamaktadır. Önemli olan, eserin dil veya yazı yolu ile varlığını ortaya koymuş olmasıdır.

Söz konusu eserlerin içeriğinin kanuna uygun olmaması, eserin eser olma özelliğini etkileyen bir husus değildir. Bunun yanı sıra Türk Borçlar Kanunun 27/1 maddesi uyarınca “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.”. Yani TBK m.27/1’e göre içeriği aykırılık taşıyan eserler, sözleşmelere konu olamaz.

  • Bilgisayar Programları (Yazılımlar)

FSEK’e göre bilgisayar programı, bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmalarını ifade etmektedir.

Donanım; bilgisayarın fiziksel parçalarıdır. Bilgisayar programı olarak korunan sadece programın kendisidir, donanım değildir. “Bir sonraki aşamada program sonucu doğurması” şartıyla son halini almamış bilgisayar programı hazırlığı taşıyan çalışma da, ilim ve edebiyat eseri sayılarak koruma kapsamına alınır. Bilgisayar programlarının korumadan yararlanması için CD veya sabit disk üzerinde somutlaşmaları gerekmemektedir.

  • Sözsüz Sahne Eserleri

FSEK madde 2/2’ye göre “Her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, Pandomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri” bu başlığa örnek oluşturur.

Eserlerin beden dili ve mimiklerle icra edilmesidir. Söz konusu eserler tam anlamıyla sözsüz olmak zorunda değildir; bir dans gösterisi bir şarkı eşliğinde icra edilebilir. Bu durumda gösterinin içeriğinde yer alan şarkı, dil ile ifade edilen sanat eseri olarak münhasıran Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunacaktır.

Raks” kelimesiyle ifade edilen dans performanslarında, kanun tarafından korunan unsur gösterinin bir bütün halde “tekrar edilmeye elverişli düzenidir”. Bu nedenle doğaçlama gösteriler ve spor müsabakaları bu kapsamda eser olarak kabul edilmemektedir.

  • Bedii Vasfı Bulunmayan Fotoğraflar, Teknik Çalışmalar, Projeler ve Maketler

FSEK madde 2/3’e göre “bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri” ilim ve edebiyat eserleri kapsamında korunur.

Bunların bedii vasfı bulunması halinde, güzel sanat eseri olarak korunurlar.

“Know – How” bedii vasfı bulunmayan teknik çalışmalara ve projelere önemli bir örnek niteliği taşır.

Know – how; tecrübeler ve denemeler sonucu elde edilen uygulamaya yönelik, gizli bir bilgi anlamına gelmektedir. Bu tanım aslında know how’ın bir bütün halinde veya parçaları bir araya getirildiğinde dahi, herkes tarafından bilinmemesi ya da kolaylıkla anlaşılabilir olmamasını da ortaya koyar.

B. MÜZİK ESERLERİ

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, müzik eserlerini Her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir.” şeklinde tanımlamıştır.

Müzik eserlerinin korunabilmeleri için güftenin ya da notaların yazılı bir forma dönüştürülmesi şart değildir.

Güfte ve beste hem ayrı ayrı hem de bir bütün olarak korunmaktadır. Bir söz yazarının güftesi rızası dışında müzik eseri haline getirilirse ilim ve edebiyat eserinin ihlali; bir bestecinin bestesi rızası dışında kullanılırsa müzik eserinin ihlali söz konusu olur.

C. GÜZEL SANAT ESERLERİ

Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan;

  1. Yağlı ve suluboya tablolar; her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi,
  2. Heykeller, kabartmalar ve oymalar,
  3. Mimarlık eserleri,
  4. El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları,
  5. Fotoğrafik eserler ve slaytlar,
  6. Grafik eserler,
  7. Karikatür eserleri,
  8. Her türlü tiplemelerdir.

Güzel sanat eserleri kanunda sınırlı olarak sayılmıştır.

Bir eserin güzel sanat eseri olarak korunabilmesi için iki koşul vardır:

  1. Estetik değere sahip olma
  2. Kanunda sayılan güzel sanat eseri türlerinden birine girme

Fikri bir çaba sonucu bir ürün ortaya koyarken estetik bir amaca sahip olmak bir gereklilik değildir. Teknik amaçlı bir ürün ortaya koymak istenip estetik değere sahip bir ürün yaratılırsa, o eser de güzel sanat eseri olarak korunur. Burada önemli olan ortaya çıkan şeyin estetik değere sahip olmasıdır.

D. SİNEMA ESERLERİ

FSEK m.8’e göre “Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. Canlandırma tekniğiyle yapılmış sinema eserlerinde, animatör de eserin birlikte sahipleri arasındadır.”

Yapımcı sadece finansal katkı sağlaması nedeniyle eser sahipleri arasında sayılmamıştır.

Eser sahibinden mali hakları kullanma yetkisini usulüne uygun şekilde devralmış olan yapımcı, mali hak tecavüzüne ilişkin maddi tazminat talebinde bulunabilecek, ancak eser sahibi olmadığından manevi tazminat talebinde bulunamayacaktır.

Bir sinema eseri kendi bünyesinde şarkı, şiir, dans vb. gibi birçok eseri barındırabilir ve bu eserlerin her biri ayrıca eser olarak korunur. Aynı zamanda sinema eseri de bir bütün olarak korunur.

E. İŞLEMELER VE DERLEMELER

İşleme Eser: Diğer bir eserden istifade suretiyle meydana getirilen, tamamıyla asıl eserden bağımsız olmayan, ancak işleyenin de hususiyetini taşıyan fikir ve sanat ürünleridir.

Çeviri eserler, işleme eserin en önemli örneğidir.

İşleme eser orijinal eserle tür olarak aynı grupta olmalıdır. İstisnai olarak musiki, güzel sanatlar, ilim ve edebiyat eserlerinin film haline sokulması işleme eser kapsamında değerlendirilir.

İşleme eserde asıl eserin ve asıl eser sahibinin adı belirtilmek zorundadır. Eseri işleyen ile orijinal eser sahibi arasında herhangi bir ortaklık yoktur.

Derleme Eser: Özgün eser üzerindeki haklar saklı kalmak kaydıyla, ansiklopediler ve antolojiler gibi içeriği seçme ve düzenlemelerden oluşan ve bir düşünce yaratıcılığı sonucu meydana gelen eserlerdir.

Derleme eserlerde özgünlük şartı aranmamaktadır. Derlenen eserlerin isimleri ve eser sahipleri mutlaka belirtilmelidir. Korunan unsur oluşan külliyatın kendisidir. İçinde yer alan eserler zaten kendi başına bir eser olmasından dolayı korunur.

Derleme eser sahibi, derlediği eserlerin içeriğine müdahale edemez.

 

ESER SAHİPLİĞİNİN BİRDEN FAZLA KİŞİDEN OLUŞMASI

FSEK m. 9 uyarınca “Birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmın sahibi sayılır. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini istiyebilir. Diğer taraf muhik bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir. Aynı hüküm mali hakların kullanılmasında da uygulanır.”

Paylı eser sahipliğinde, eser sahiplerinden her birinin meydana getirilen eserden ayırt edilebilir bir bölümü vardır.

Elbirliği halinde eser sahipliğinde, eser ayrılmaz bir bütün teşkil ederek eser sahiplerinin eserin hangi kısmı üzerinde hak sahibi olduğu anlaşılmamaktadır. FSEK m.10/1’e göre “Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi, onu vücuda getirenlerin birliğidir.”

 

ESER SAHİBİNİN MANEVİ HAKLARI

Manevi haklar sağlararası işlemlere, ölüme bağlı tasarruflara konu edilemezler. Manevi haklar, devredilemez nitelikte haklardır. Sadece manevi hakları kullanma yetkisi eser sahibi tarafından başkasına verilebilir.

FSEK m.19’da eser sahibinin ölümünden sonra manevi hakları kimlerin kullanabileceği düzenlenmiştir. Buna göre; “…ölümünden sonra kullanılması, vasiyeti tenfiz memuruna; bu tayin edilmemişse sırasiyle sağ kalan eşi ile çocuklarına ve mansup mirasçılarına, ana – babasına, kardeşlerine aittir.” Bu haklar miras yoluyla değil, kanunen edinilmiş sayılır. Reddi miras yapan kişiler de eser sahibine ait manevi hakka ilişkin yetkiyi (manevi hakları kullanma yetkisini) kullanabilecektir.

  • Kamuya Sunma

Eser kamuya sunulur ise toplum eser hakkında bilgi sahibi olur, alenileşir. Ancak eserin korunması için kamuya sunulması şart değildir. Eser oluşturulduğu ilk andan itibaren korunacaktır.

Eser sahibinin kamuya sunma yetkisini başkasına devredebilmeleri için;

  • Eser sahibinin kamuya sunma yetkisini yazılı olarak vermesi
  • Eser sahibinin vermiş olduğu kamuya sunma yetkisinin eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek nitelikte kullanılmaması gerekir.

Aksi halde eser sahibinin bu hakkın kullanılmasını yasaklama yetkisi vardır.

  • Adın Belirtilmesi Yetkisi

FSEK m.15’e göre Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti munhasıran eser sahibine aittir.”

FSEK m. 11 uyarınca “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır.”

Eser sahibi, eseri isimsiz olarak kamuya sunarsa eser sahipliği karinesinden yararlanamaz.

  • Eserde Değişiklik Yapılmasını Yasaklama Hakkı

Eser sahibi izin vermediği sürece, eser sahibinin adında ya da eserde değişiklik yapılamaz. Eser sahibi yazılı izin vermiş olsa bile, şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin sahibinin hususiyetini bozan her türlü değiştirmeleri yasaklayabilir. Eser sahibinin menetme yetkisinden sözleşme ile vazgeçmesi mümkün değildir.

Eserde değişiklik yapılabilmesi için;

  • Eser sahibinin eserde değişiklik yapılabilmesi için yazılı olarak izin vermesi
  • Eser sahibinin vermiş olduğu izin doğrultusunda yapılacak değişikliğin eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek, eserin içeriğini ve sahibinin hususiyetini bozacak nitelikte olmaması gerekir.

FSEK m.16/2’de Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işliyen, umuma arzeden, çoğaltan, yayımlıyan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir.” şeklinde istisnai bir durum düzenlenmiştir. Bu koşulların bulunması halinde, eser sahibinin özel izni olmadan eser üzerinde zorunlu değişiklikler yapılabilecektir.

  • Malik ya da Zilyede Doğrultulan Haklar

Eserin sahibi eserinden geçici bir süre için yararlanmayı talep etme hakkına sahiptir. Eserin tek ve özgün olması durumunda eser sahibi, kendisine ait tüm dönemleri kapsayan çalışma ve sergilerde kullanmak amacıyla, koruma şartlarını yerine getirerek iade edilmek üzere eseri isteyebilir.

Eserin maliki, eser sahibi ile yapmış olduğu sözleşme şartlarına göre eser üzerinde tasarruf edebilir. Ancak eseri bozamaz ve yok edemez ve eser sahibinin haklarına zarar veremez.

Malik ya da zilyede doğrultulan hakların kullanılması durumunda mülkiyet hakkının eser sahibinin hakları nedeniyle sınırlandırılması söz konusudur.

 

ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARI

Mali haklar, manevi hakların aksine devredilebilen, hukuki işlemlere konu olabilen bir haktır.

  • İşleme

Bir eserin, sahibinden izin almaksızın işlenmesi suretiyle bir işleme eser oluşturulması mümkündür. FSEK m. 21 uyarınca “bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı munhasıran eser sahibine aittir.” Yani işleme eser sahibinin bu işleme eserden mali bir kazanım sağlayabilmesi için asıl eser sahibinin izni alması şarttır.

  • Çoğaltma

Bir eserden tekraren faydalanmaya imkân verecek şekilde eserin bir kopyasının elde edilmesi işlemidir.

  • Yayma Hakkı

Eserin nüshalarının kamuya sunulmasıdır.

  • Temsil Hakkı

Bir eserden doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, göstermektir.

Duyular yoluyla algılanabilecek şekilde kamuya arz edilmesidir. Hitap ettiği kitle sadece o an için bu faaliyete tanık olur.

  • Umuma İletim

Umum ifadesinden kastedilen birbiriyle özel bir bağ bulunmadan bir arada bulunan sınırlı olmayan (belirsiz sayıda) kişiler topluluğudur.

Radyo-televizyon gibi kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

 

FİKRİ HAKLARIN İHLALİ HALİNDE;

Sözleşme bulunuyorsa sözleşmeye aykırılık gerekçesiyle, sözleşme bulunmuyorsa haksız fiil hükümlerine göre işlem yapılır.

Görevli Mahkeme; Fikir ve Sınai Haklar Mahkemesidir.

1) Hak sahibinin zarara uğraması ve sorumluluk için de karşı tarafın kusurunun olması şartlarını gerektirmeyen davalar:

Tespit Davaları

Fiili tecavüzün olup olmadığının, eser sahibinin kim olduğunun tespiti için açılabilir.

Tespit davası Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda düzenlenmemiştir, genel hükümlere göre açılır.

 Eser sahibinin vefat etmesi halinde FSEK m.19’da sayılan kişiler bu davayı 70 yıl içerisinde açabilir. Hukuka aykırılık yeterli olup kusurun varlığı gerekmemektedir. Hakkı ihlal edilen kişinin tespit davası açabilmesi için hukuki yararının bulunması gerekir. Bu dava çekişmeli yargı usulü ile görülür.

Saldırının Önlenmesi (Tecavüzün Men’i)

Eser sahibi, mali veya manevi haklarının saldırı tehlikesine maruz kalması veya gerçekleşen saldırının devamının veya tekrarının muhtemel görülmesi halinde açılabilir. Bir eda davasıdır. Tecavüz edenin kusuru aranmaz.

Saldırının Durdurulması (Tecavüzün Ref’i)

Eser sahibinin mali veya manevi haklarının ihlal edilmiş olması, saldırının veya etkisinin devam ediyor olması gerekir. İhlali yapan tarafın kusuru aranmaz.

Tecavüzün Men’i ve Ref’i aynı davada ileri sürülebilir.

  • Manevi haklara tecavüz halinde:

FSEK m.67/1,2 –  Henüz alenileşmemiş bir eser, sahibinin rızası olmaksızın veya arzusuna aykırı olarak umuma arzedildiği takdirde tecavüzün ref’i davası, ancak umuma arz keyfiyetinin çoğaltılmış nüshaların yayımlanması suretiyle vakı olması halinde açılabilir. Aynı hüküm, esere, sahibinin arzusuna aykırı olarak adının konulduğu hallerde de caridir. Eser üzerinde sahibinin adı hiç konulmamış veya yanlış konulmuş yahut konulan ad iltibasa meydan verecek mahiyette olupta eser sahibi 15 inci maddede zikredilen tesbit davasından başka tecavüzün ref’ini talep etmişse, tecavüz eden gerek aslına, gerek tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalar üzerine eser sahibinin adını derç etmeye mecburdur. Masrafı tecavüz edene ait olmak üzere, hükmün en fazla 3 gazetede ilanı talep edilebilir.

Eser haksız olarak değiştirilmiş ise hak sahibi aşağıdaki taleplerde bulunabilir:

  1. Eser sahibi, eserin değiştirilmiş şekilde çoğaltılmasının yayım ve temsilinin, yayım ve temsilinin, radyo ile yayımının menedilmesini ve tecavüz edenin, tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalardaki değişiklikleri düzeltmesini veya bunların eski haline getirilmesini talep edebilir. Değişiklik, eserin, gazete, dergi veya radyo ile yayımı sırasında yapılmışsa eser sahibi, masrafı tecavüz edene ait olmak üzere, eseri değiştirilmiş şekilde yayımlamış olan bütün gazete, dergi ve radyo idarelerinden değişikliğin ilan yolu ile düzeltilmesini talep edebilir.
  2. Güzel sanat eserlerinde eser sahibi asıldaki değişikliğin kendisi tarafından yapılmadığını veya eserdeki adının kaldırılmasını yahut değiştirilmesini talep edebilir. Eski halin iadesi mümkün ise değişikliğin izalesi ammenin veya malikin menfaatlerini esaslı surette haleldar etmiyorsa eser sahibi eseri eski hale getirebilir.
  • Mali haklara tecavüz halinde:

FSEK m.68/1,2,3 – Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.

İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir.

Bu husus, izinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibi, tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir.                                                                                                                               

FSEK m.68 uyarınca hak sahibinin üç tane seçimlik hakkı bulunmaktadır:

  1. Bir sözleşme yapılmış olsaydı talep edilebilecek bedelin veya tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasının ödenmesi,
  2. Çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhası,
  3. Maliyet fiyatını aşmamak üzere çoğaltılmış kopyaların ve çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzer gereçlerin uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesi.

2) Hak sahibinin zarara uğramış olması ve sorumluluk için de karşı tarafın kusurunun olması şartlarını gerektiren davalar:

Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

Hak sahibinin zarara uğramış olması ve haksız fiili gerçekleştiren tarafın da kusurunun olması gerekmektedir. İkisi birlikte talep edilebilir.

Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için bize buradan ulaşabilirsiniz.

Büromuzun Sözleşmeler Hukuku alanındaki çalışmaları hakkında detaylı bilgiyi internet sayfamızdan alabilirsiniz.

Sıla GÖKÇEOĞLU (Öğrenci Stajyer)

Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu

 

 

 

 

[i]Yargıtay Kararı+ – 11. HD., E. 2015/12923 K. 2017/2724 T. 9.5.2017

 

 

 

Yasal Uyarı

“İşbu yazı Uçar Hukuk & Danışmanlık Bürosu tarafından yalnızca bilgi amaçlı hazırlanmış olup, içerisinde yer alan bilgi ve görsel materyaller tarafımızdan önceden alınmış
yazılı bir izin olmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz, üçüncü bir kişiye iletilemez ve tercümeye konu edilemez. İşbu bilgi notu bir mütalaa veya hukuki görüş
niteliğinde değildir ve yayım tarihinde hazırlanmış olup, devamlı surette güncellenmemesinden kaynaklı avukatlık büromuz sorumluluk almamaktadır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yayınlar

GSS
Barter Sözleşmeleri
İlaç Patenti

Sosyal